Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016 tarihindeki darbe girişimi sürecinde, İzmir’in Narlıdere ilçesinde bulunan Kutlu Yalvaç Camisi’nde sela okuyan emekli müezzin Mehmet Kuzgun, o gece yaşadıklarını bir türlü aklından çıkaramıyor. Darbe girişiminin yaşandığı sırada halkı, sokağa çıkarak demokrasiye sahip çıkmaya çağırmak amacıyla sela verdiğini belirten Kuzgun, o karmaşık anları derin bir üzüntüyle hatırlıyor.
Emekliliği sonrasında memleketi Manisa’ya yerleşen Mehmet Kuzgun, o gece yaşadıklarının etkisini hala üzerinden atamadığını ifade ediyor. “Devlet Övünç Madalyası” ve “gazilik beratı” sahibi olan Kuzgun, gazetecilere verdiği bir demeçte darbe girişimini haber alır almaz camiye koşarak sela okumaya başladığını aktardı. Halkı bu önemli ve zorlu dönemeci aşmaya teşvik ederek, birlik ve beraberlik çağrısında bulunmanın kendisinin temel hedeflerinden biri olduğunu dile getirdi.
Kuzgun, sela okuduğu sırada, camiye gelen iki kadın ve bir erkeğin kendisine saldırıda bulunduğunu da sözlerine ekledi. “Ne için sela veriyorsun?” diye sorduklarını anımsayan Kuzgun, “Memlekette darbe var, biz de halkı sokağa davet ediyoruz,” diyerek cevap verdiğini kaydetti. Ancak, bu yanıt sonrasında iki kadın ve bir erkek tarafından fiziksel olarak saldırıya uğraması kendisi için büyük bir travma oluşturmuş. Kadınlardan biri elindeki kaldırım taşıyla, diğeri ise yumrukla saldırmış. Bu saldırı sonucu bir ay boyunca yataktan kalkamadığını belirten Kuzgun, hem kendisine hem de camiye verilen zararın ne kadar büyük olduğunu vurguladı.
Darbe girişiminin Türkiye genelinde çok sayıda insanın hayatında derin yaralar açtığını söyleyen müezzin Kuzgun, caminin Allah’ın evi olduğunu ve bu tür saldırıların yalnızca kendisine değil, tüm millete yönelik bir tehdit olduğunu düşünüyor. “Elimizden geldiğince selalarımızla darbecilere karşı durduk. Ne kadar darbedilsek de kanımızın son damlasına kadar vatanımızı korumaya hazırız,” diyerek vatan sevgisini dile getiriyor. O gece ve sonrasında yaşadığı bu kötü anılara rağmen, kardeşliği ve dayanışmayı asla unutmamak gerektiğini de ifade ediyor.
Mehmet Kuzgun, bu tür saldırıların sadece fiziksel olarak değil, ruhsal olarak da insanlarda derin izler bıraktığını ifade ederken, kendisini tehdit eden kişilerin mahkemede de kendisine saldırmaya çalıştığını ekliyor. Bu yaşananların Türk toplumu üzerinde yarattığı etkiyi en iyi şekilde ortaya koyan bir hikaye olarak, Kuzgun’un anlatımı, sadece bir bireyin değil, tüm milletin yaşadığı travmanın simgesi niteliğindedir. 15 Temmuz gecesi, gelecek nesillere de ders olması gereken bir dönüm noktası olarak tarihe geçmiştir.