İzmir’de oğlu tarafından vurulan eski TBMM Başkanvekili Ahmet Fehmi Işıklar’ın eşi Gülay Işıklar, 20 Nisan tarihinde trajik bir şekilde hayatını kaybetti. Olay, İzmir’in Foça ilçesinin Hacıveli Mahallesi’ndeki bir evde yaşandı. Duyulan silah sesleri üzerine bölgeye hızla jandarma ekipleri sevk edildi. Ekipler, kontrolleri sonucunda 55 yaşındaki Gülay Işıklar’ın cesedine ulaştı. Olay yerindeki incelemeler sonrasında biri eski milletvekili olan bu kadının cesedi Adli Tıp Kurumu’na götürüldü.
Olayın failleri arasında yer alan ve olay sırasında evde bulunan çiftin oğlu Can Işıklar, 28 yaşında, jandarmaya verdiği ifadede annesini yanlışlıkla vurduğunu belirtti. Bu ifadesi, olayın seyrine dair önemli bir ipucu sundu. Aile içindeki bu trajik olay, hem rahmetli Gülay Işıklar’ın ailesini hem de geniş çevresini derinden sarstı.
Gülay Işıklar’ın cenazesi, ailesi ve yakınları tarafından teslim alındı. Cenaze töreni, 23 Nisan tarihinde Ankara’nın Yenimahalle ilçesinde bulunan Karşıyaka Mezarlığı’nda gerçekleştirildi. Törende, Ahmet Efendi Camisi’nde cenaze namazı kılındı ve birçok kişi gözyaşları içerisinde Gülay Işıklar’ı son yolculuğuna uğurladı. Namazın ardından, felege halkı arasında son bir veda gerçekleştirildi ve Gülay Işıklar, huzur içinde toprağa verildi.
Olayın ardından, Türkiye genelinde güvenlik güçleri ve ilgili otoriteler soruşturmayı derinleştirdi. Yerel makamlar, Can Işıklar’ın ifadesini ve olay anına dair diğer detayları incelemek üzere çalışmalarını sürdürmektedir. Olayın cinayet olup olmadığı konusunda net bir bilgiye ulaşılamadığı için konu hakkında yapılacak resmi açıklama beklenmektedir.
Eski TBMM Başkanvekili Ahmet Fehmi Işıklar, siyasi kariyeri boyunca birçok önemli görevde bulunmuş, Türkiye’nin siyasi tarihinde taşıdığı önemle tanınan bir figürdür. Eşi Gülay Işıklar’ın bu trajik ölümü, hem ailemizde hem de tüm siyasi çevrelerde büyük yas ve üzüntü yaratmıştır. İleri yaşlardaki bu trajedi, bir kez daha toplumda aile içi şiddet ve silah kullanımı gibi konuların ne denli hassas ve tehlikeli olduğunu gözler önüne serdi. Bu tür olayların önlenmesi için daha fazla önlem ve davalar gerektiği her zamankinden daha açık bir şekilde ortaya çıkmıştır.
Bu olay, toplumda derin yaralar açarken yetkililerin konuyla ilgili alacakları önlemler ve toplumda bu türden olayların yaşanmaması adına yapacakları çalışmalar büyük bir önem taşımaktadır. Soruşturmaların nasıl ilerleyeceği ve Can Işıklar’ın annesinin ölümüyle ilgili sorumluluğunun ne olacağı ise kamuoyunun merak ettiği başka bir boyut. Olayın bütün ayrıntılarıyla aydınlatılması ve benzer kötü olayların önlenmesi, sadece ilgili otoritelerin değil, aynı zamanda toplumun da sorumluluğundadır.