Sosyal Medyada Boykot: 21 Kişiye Hapis İddiası!

0

BEĞENDİM

0

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 21 kişinin 2 Nisan 2023 tarihinde sosyal medya üzerinden ‘boykot’ çağrılarına yönelik başlattığı soruşturmayı tamamladı. Bu boykot çağrıları, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve bazı ilçe belediyelerine yönelik yürütülen operasyonlar çerçevesinde yapılmıştı. Soruşturmanın tamamlanmasının ardından hazırlanan iddianame, belirtilen 21 kişinin ‘şüpheli’ sıfatıyla iddianameye dâhil edildiğini ortaya koydu.

İddianamede, Cem Yiğit Üzümoğlu’nun da aralarında bulunduğu bu kişilerin, sosyal medya platformlarında yaptıkları açıklamalarla halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme ve kişiler arasında ayrımcılık yaparak bir kişinin olağan bir ekonomik etkinlikte bulunmasını engelleme suçlarından yargılandıkları belirtildi. 21 şüpheli arasında Aslı Yirsutimur, Bekir Aslan, Berna Güneri Kutlu, Burçin Erol, Buse Vatansever, Ceren Örnek, Damla Kırali, Deniz Bulutsuz, Mehmet Erdem Cevahirefendioğlu, Muhammet Enes Özel, Ömer Çiftçi, Seren Aydın, Sertaç Doğanay, Seyda Murat Germen, Şenay Ağgez, Tunahan Mert Topuz, Uğur Yangın, Yeliz Ağdemir, Zeynep Ocak ve Zeynep Sena Altan isimleri bulunmaktadır.

7 YILA KADAR HAPİS TALEBİ

İddianamede, bu 21 kişinin farklı suçlamalardan 2 yıl 6 aydan 7 yıl 6 aya kadar hapis cezası ile yargılanmaları talep edilmektedir. Bu durum, sosyal medya üzerinde yapılan çağrıların hukuki bir çerçeveye oturtulmasının yanı sıra, toplumsal bir yankı uyandırmasının da önünü açmayı hedefliyor. Soruşturmalar, sosyal medya platformlarının kullanımının ve ifade özgürlüğünün sınırlarının ne kadar karmaşık hale geldiğine dair önemli bir örneği teşkil ediyor. Bu olay, toplumda sosyal medya aracılığıyla ifade edilen görüşlerin ve eleştirilerin yasal boyutunu tartışma fırsatı sunuyor.

Özellikle ünlü kişilerin sosyal medya üzerinden yaptıkları paylaşımların, kitleler üzerindeki etkisi oldukça büyüktür. Bu boykot çağrıları da, bu etkiyi somut bir şekilde hissettiren bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır. Hükümet ya da yerel yönetimlerle ilgili eleştirilerin sosyal medya aracılığıyla ifadesi, birçok kişi için demokratik bir hak olarak görülse de, belirli bir sınırı aşması durumunda hukuki sorunları da beraberinde getiriyor. Bu noktada, yasaların ifade özgürlüğünü koruma göreviyle toplumsal düzeni sağlama görevi arasında denge kurmakta oldukça zor bir zeminde kalındığı söylenebilir.

Sonuç olarak, Cem Yiğit Üzümoğlu ve diğer 20 kişi hakkında açılan bu dava, hem Türkiye’deki hukuksal süreçlerin nasıl işlediği hem de sosyal medya kullanımı üzerindeki yasaları sorgulama açısından önemli bir olaydır. Bu durum, ilerleyen zamanlarda benzer vakaların meydana gelmesi durumunda, nasıl bir hukukî süreç izleneceğine dair kamuoyunun düşünmesine vesile olacak gibi görünmektedir.