Deepfake: Hukukun Yeni Sınavı Yayınlanıyor!

0

BEĞENDİM

0

Yapay zeka destekli ‘Deepfake’ teknolojisi, bir kişinin yüzünü, sesini veya hareketlerini taklit ederek sahte görüntü ve ses kayıtları üretmekte kullanılan bir yöntemdir. Bu konu, İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sevilay Uzunallı ve öğretim üyeleri Doç. Dr. Candide Şentürk Akaner ile Dr. Buket Günay Alkan tarafından ele alınan bir kitapta mercek altına alınmıştır. Kitap, ‘Hukukun Yeni Sınavı: Deepfake’ adıyla basıma hazırlanmakta olup, derinlemesine bir akademik bakış açısıyla bu tür içeriklerin kişilik hakları, telif hakları ve bireylerin ticari itibarları üzerindeki etkilerini incelemektedir.

Bu önemli eserde, deepfake videolarının bir suç teşkil edip etmediği, sosyal medya platformlarının sorumluluğu ile sesin ve görüntünün ticarileşmesi sürecinde kişisel verilerin nasıl korunacağı gibi birçok konu detaylandırılmaktadır. Prof. Dr. Uzunallı, kitabın yalnızca hukukçular değil, dijital çağın getirdiği risklerle karşılaşan tüm bireyler için önemli bir farkındalık oluşturan bir içerik sunduğunu vurgulamıştır. Özellikle, “Gördüğünüz her şeye inanmayın” uyarlamasıyla, bireylerin bu sahte içeriklerin yayılması halinde, ilgili sosyal medya veya yayın platformlarına içerik kaldırma talepleriyle başvurabileceklerini, kişilik haklarına yönelik saldırı durumunda tazminat ve ceza davaları açabileceklerini bilmesi gerektiğini belirtmiştir.

Prof. Dr. Uzunallı, deepfake teknolojisinin sadece ünlüleri değil, toplumun her kesimini etkileyebileceğinin altını çizmektedir. “Birey olarak dijital farkındalık, etik sorumluluk ve hukuki bilinç ile hareket etmek, artık hepimiz için bir zorunluluk haline gelmiştir,” diyen Uzunallı, kitabın toplumun internet ortamında bilinçli birer kullanıcı olmaya davet ettiğini ifade etmiştir. Örneğin, deepfake içeriklerin yayıldığı platformların çoğunda ‘İhlal bildir’ veya ‘Şikayet et’ seçenekleri bulunduğunu belirten Uzunallı, “Bu video kişilik haklarımı ihlal ediyor” ya da “Sahte içerik” gerekçesiyle içeriklerin kaldırılması talep edilebileceğini belirtmiştir. Ayrıca erişim engeli için Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na başvurulabileceğini de vurgulamıştır.

Prof. Dr. Uzunallı, ancak her tür deepfake içeriğe ceza hukuku ile müdahale edilmesinin orantısız sonuçlar doğurabileceğini de dile getirmiştir. Bu nedenle, ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü ve hukuk devleti ilkesi ile dengeli bir sistem kurulmasının şart olduğunu eklemiştir. “Kitabımızda bu tür tüm konuları mercek altına aldık ve okurlar için oldukça faydalı bir içerik oluşturmaya çalıştık,” diyerek sözlerini sonlandırmıştır. İzmir’den gelen bu çalışmanın, hem akademik alanda hem de halka yönelik önemli bir kaynağı teşkil edeceği öngörülmektedir.