İzmir Müzesi’nde Ritim Atölyesi Coşkusu!

0

BEĞENDİM

0

İZMİR Cumhuriyet Eğitim Müzesi, yaz tatilinde öğrencilerin sosyalleşmelerini ve takım çalışmasını artırmayı hedefleyen bir etkinlik düzenledi. Bu etkinlik, özellikle gönüllü öğrencilerin katılımıyla gerçekleştirilen bir ritim atölyesi olarak dikkat çekti. Müzede görevli müze müdürü Erol Keklik, etkinliğin amacını açıklayarak, “El çırpma, ayak vurma gibi rutin hareketlerle gençlerin darbuka, bağlama ya da başka enstrümanları nasıl kolayca çalmayı öğrenebileceğini gösteriyoruz.” dedi.

Yaz atölyeleri çerçevesinde gerçekleştirilen bu ritim atölyesi, gönüllü öğrencilerin yaratıcılıklarını keşfetmelerinin yanı sıra, zihinsel olarak rahatlamalarını ve sosyal etkileşim içinde olmalarını sağlıyor. Erol Keklik, İzmir Cumhuriyet Eğitim Müzesi’nin sunduğu ortamın hem eğlenceli hem de öğretici olduğunu belirterek, “Müzeler yalnızca tarihi nesnelerin sergilendiği ortamlar değil, aynı zamanda deneyim kazanma yerleridir. Biz, ‘Yaşayan Müze’ konseptine büyük önem veriyoruz.” şeklinde bir açıklama yaptı. Ayrıca, müzede kil atölyeleri ve felsefe dramaları ile çocuklara Anadolu kültürüne ait halk oyunları konusunda da altyapı sağladıklarını ifade etti.

Keklik, müzenin her yaş grubundan ziyaretçileri ağırladığını vurguladı ve “Günümüzde 3 yaşından emekli bireylere kadar geniş bir kitleyi kabul ediyoruz. Bugün müzede ortaokul seviyesindeki öğrencilerden çok küçük yaş grubundaki çocuklara kadar birçok ziyaretçi var.” diyerek devam etti. Müzede bulunan interaktif ekranlar ve tematik heykeller gibi ilgi çekici objelerin, gelen ziyaretçilere sunduğu deneyime dair olumlu geri dönüşler aldıklarını belirtti. “Çocukların burada geçirdiği zamanın kaliteli, verimli ve eğlenceli olmasını istiyoruz. Onların yeteneklerini keşfetmelerine de katkıda bulunuyoruz.” diyerek, kendine güven konusuna da dikkat çekti.

DRAMALARLA KALICI ÖĞRENME

Erol Keklik, öğrencileri müzeye gelen ziyaretçilere Sokrates kostümü giydirdiklerini de belirtti. “Sokrates, 2.500 yıl önce felsefi ve bilişsel süreçlerle birçok genç yetiştirdi. O dönemde elde edilen bilgiler, İskenderiye kütüphanesi, Harran okulları ve Ayasofya gibi yerlerde kuşaklar boyu muhafaza edildi.” dedi. Keklik, atölyelerin amacının Sokrates’in kalıcı öğrenme anlayışını dramalarla sağlamak olduğunu vurgulayarak, “İnsanın kendini fark ettiğinde daha güçlü bir şekilde ifade edebilmesi gerektiğini savunuyoruz. İyi ifade eden bireyler, toplumda da bir adım önde olurlar.” diye ekledi.

İzmir Cumhuriyet Eğitim Müzesi’ni ilk kez ziyaret eden 5. sınıf öğrencisi Zeynep Ela Ören (10), “İlk defa geldim ve burası çok güzeldi. Diğer atölyeleri de merak ediyorum.” derken, 8 yaşındaki Orhan Yücer “İlk defa geldim ve 200 yıl öncesine gitmiş gibi hissettim.” şeklinde hislerini ifade etti. Ayrıca, Amine Köroğulları (8) “Burayı çok güzeldi, sabırsızlıkla bekledim.” ifadelerini kullanırken, Eslina Taşdemir de “Bu ortamı çok gerçekçi buldum, okullar açılınca gelmek istiyorum.” dedi. Böylelikle müzenin öğrencilere sunduğu deneyimlerin öğrenme, eğlenme ve sosyalleşme açısından ne denli zengin olduğu bir kez daha ortaya çıktı.