Fatih Altaylı’ya Yanıltıcı Bilgi İçin Soruşturma!

0

BEĞENDİM

0

Tutuklu gazeteci Fatih Altaylı hakkında ‘yanıltıcı bilgi yaymak’ iddiasıyla yeni bir soruşturma başlatıldığı bildirilmektedir. Gazeteci İsmail Saymaz tarafından aktarılan habere göre, Altaylı hakkında 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor. Bu soruşturmanın, 5 Ağustos tarihinde gerçekleştirilen ve erişim engeline gerekçe gösterilen yayının ardından açıldığı vurgulanıyor. Saymaz, yazısında Altaylı’nın durumu hakkında şu bilgileri sundu:

“Altaylı hakkında Türk Ceza Kanunu’nun 207. maddesi gereğince yanıltıcı bilgiyi yaydığı iddiası ve bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası istemiyle soruşturma başlatıldı. Bu arada, Altaylı hakkındaki soruşturma, videonun yayınlandığı 5 Ağustos günü başlatılıyor. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu, mahkemeye gönderdiği yazıda, milli güvenlik ve kamu düzeninin bozulması suçlamasıyla 5 Ağustos’taki yayının ve YouTube kanalının erişime engellenmesini istiyor. İstanbul 6. Sulh Ceza Hakimliği, iki talebe ek olarak, savcılık talep etmediği halde içeriklerin çıkarılmasına da karar veriyor. Altaylı’nın avukatları itiraz etti. YouTube henüz kararı uygulamış değil.”

Bu durum, Altaylı’nın daha önceki hukuki süreçleriyle de örtüşüyor. 22 Haziran tarihinde tutuklanan Fatih Altaylı hakkında düzenlenen iddianamede, “cumhurbaşkanını tehdit” suçlamasıyla 5 yıldan az olmamak kaydıyla hapis cezası talep edilmektedir. Gazetecinin durumu, hem basın özgürlüğü hem de ifade özgürlüğü açısından geniş yankı uyandırırken, soruşturma ve hapis istemi, kamuoyunda tartışmalara neden oldu.

Öte yandan, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 7 Ağustos tarihli talebi üzerine, 6. Sulh Ceza Hâkimliği tarafından Fatih Altaylı’nın YouTube kanalı hakkında erişim engeli ve içeriklerin yayından çıkarılması kararı verilmişti. Bu karar, Altaylı’nın internet üzerindeki varlığına doğrudan etki edecek bir adım olarak değerlendiriliyor. Erişim engeli ve içerik kaldırma talepleri, yargı sürecinin devam ettiği bir dönemde gerçekleştirilmiş olması açısından dikkat çekicidir.

Fatih Altaylı’nın durumu, Türkiye’deki basın mensuplarının karşı karşıya kaldığı zorlukları ve yasaların nasıl uygulandığını gözler önüne seriyor. Altaylı’nın avukatlarının itirazları, hukukun üstünlüğü ve ifade özgürlüğü bağlamında ilerleyen süreçte nasıl bir sonuç doğurabileceği hususunda önemli bir belge niteliği taşımakta. Gazetecinin söz konusu iddialara karşı geliştireceği savunma ve hak arama süreçleri, önümüzdeki dönemde kamuoyunun dikkatle takip edeceği bir mesele olacaktır.

Sonuç olarak, Altaylı’nın durumu sadece kişisel bir mesele olmakla kalmayıp, aynı zamanda Türkiye’deki basın ve ifade özgürlüğü konularındaki tartışmanın da yeniden alevlenmesine sebep oluyor. Gelecek süreçte yapılacak yasal değerlendirmeler ve kamuoyunun reaksiyonu, bu durumu daha da belirgin hale getirebilir.