Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Genel Başkanı ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin ile önemli bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Bu görüşmede, Ukrayna’daki durum ve çözüm arayışları gibi bölgesel meseleler ele alındı. Ayrıca, son günlerde ABD’de Donald Trump’ın önce Putin ile ardından Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski ile yaptığı görüşmeler üzerine Avrupalı liderlerin de bir araya gelmesi dikkat çekti.
Söz konusu görüşmeye dair elde edilen bilgilere göre, NATO Genel Sekreteri Mark Rutte’nin de Türkiye’yi ziyaret etmesinin ardından Erdoğan ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdiği bildirildi. Rutte, ABD dönüşünde Erdoğan’ı arayarak bölgedeki gelişmeler hakkında fikir alışverişinde bulundu.
Cumhurbaşkanlığı kaynaklarından yapılan açıklamada ise, Erdoğan ve Putin’in görüşmesinin içeriklerine ışık tutan bazı bilgiler verildi. Açıklamada, “Görüşmede Ukrayna-Rusya arasındaki barış sürecine ilişkin son gelişmeler ele alındı,” ifadesi kullanıldı. Bu, her iki liderin de barışçıl bir çözüm arayışına önem verdiğini gösteriyor.
Ayrıca, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve NATO Genel Sekreteri Rutte, Türkiye’nin Ukrayna barış sürecindeki rolü ile Karadeniz’in güvenliği konularındaki önemine değindi. Türkiye’nin bu süreçteki kritik işlevi yeniden vurgulanırken, Erdoğan ve Rutte, NATO’nun önemli üyelerinden biri olan Türkiye’nin barış sürecine katkıları üzerine de görüşmeler gerçekleştirdiler.
Görüşmenin ardından, her iki tarafın da yakın koordinasyon ve işbirliği konusunda mutabık kaldığı ifade edildi. Bu durum, Türkiye’nin uluslararası ilişkilerdeki rolünü ve NATO içindeki stratejik konumunu bir kez daha gözler önüne seriyor.
Sonuç olarak, Erdoğan ve Putin arasındaki bu telefon görüşmesi, hem Ukrayna krizinin çözümü için atılacak adımlar açısından önem taşıyor, hem de Türkiye’nin uluslararası platformdaki pozisyonunu pekiştiriyor. Ukrayna’nın doğusunda devam eden çatışmalar ve barış sürecine yönelik atılacak adımlar, Türkiye’nin dış politikasında belirgin bir yer tutarken, Rusya ile olan ilişkilerin de gidişatını etkileyebilir. Bu bağlamda, her iki liderin, bölgesel güvenlik konularında nasıl bir yol izleyecekleri merakla bekleniyor.