Ankara İl Seçim Kurulu, Çankaya İlçe Seçim Kurulunun kararına itiraz eden CHP’li bir delegenin, 21 Eylül tarihinde gerçekleştirilecek olan 22. Olağanüstü Kurultay’ın iptali yönündeki talebini, “karar verilmesine yer olmadığına” biçiminde sonuçlandırdı. Çankaya İlçe Seçim Kurulu daha önce, aynı delegenin kurultayın iptali ile ilgili başvurusunu reddetmişti. Bu duruma itiraz eden delege, ilçe seçim kurulunun kararının kaldırılması için Ankara İl Seçim Kurulu’na başvuruda bulundu.
Başvuruyu değerlendiren Ankara İl Seçim Kurulu, “karar verilmesine yer olmadığına” hükmederek süreci sonuçlandırdı. Verilen kararda, “Kongrelere yönelik yapılacak itirazlar, ilçe seçim kurulu başkanı tarafından incelenip kesin bir biçimde karara bağlanmakta olup, ilçe seçim kurulu başkanı tarafından alınan kararlara karşı yapılan itirazların incelenmesi için bir üst kurula, yani il seçim kuruluna görev verilmemiştir. Bu nedenle, başkanlığımıza ulaşan itiraz, ilçe seçim kurulu başkanının almış olduğu kararın kesin olması sebebiyle itiraz hakkında karar verilmesine yer olmadığına oy birliğiyle karar verilmiştir.” ifadelerine yer verildi.
Bu durum, CHP içinde yaşanan kurultay sürecinin tartışmalarla dolu olduğuna işaret ediyor. Kurultayın iptali talebi, hem Çankaya İlçe Seçim Kurulu hem de Ankara İl Seçim Kurulu tarafından değerlendirildiğinde, sürecin nasıl yönetildiği ve parti içindeki zaafiyetler gündeme geliyor. Yerel seçimlerde böyle tartışmaların yaşanmasının getirdiği belirsizlik, partinin genel işleyişine de olumsuz etki yapabilir.
Özellikle CHP’nin iç dinamikleri ve parti içi muhalefet, kurultay sürecinde daha da belirginleşmiş durumda. Delegenin iptal talebinin, alınan kararla reddedilmesi ise, parti içindeki gerilimlerin hızla artabileceğini gösteriyor. Parti, bu tip itirazların ve mahkeme süreçlerinin seçim atmosfere etkisini azaltmak için ne tür adımlar atabilir sorusu gündemde duruyor.
Seçim süreçleri boyunca, bu tür anlaşmazlıkların ortaya çıkması olağan bir durum olarak kabul edilse de, CHP gibi büyük ve köklü bir partinin kurultay sürecinde böyle bir iptal talebinin gündeme gelmesi, partiye olan güveni ve birlikteliği sorgulatabilir. Sonuç olarak, Ankara İl Seçim Kurulu’nun bu kararı, sadece bu olayla sınırlı kalmayıp, ilerleyen süreçlerde parti içinde daha fazla tartışmaya yol açabilir.