24 Nisan 2025 Perşembe
İsrail, Gazze Şeridi’nde gerçekleştirdiği kanlı saldırılara devam ediyor. 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana, sivilleri acımasızca hedef alan İsrail ordusunun yürüttüğü faaliyetler, uluslararası kamuoyunda büyük bir tepkiye yol açtı. Filistin Sağlık Bakanlığı’nın yaptığı açıklamaya göre, İsrail’in bölgede düzenlediği son saldırılarda 9 sivilin hayatını kaybettiği, 41 sivilin ise yaralandığı bildirildi. Bu saldırıların sürekliği ve yoğunluğu, bölgedeki insani durumu daha da kötüleştiriyor. Her geçen gün artan can kaybı ve yaralı sayısı, Gazze’deki hayatta kalma mücadelesini daha da zorlaştırıyor.
Saldırıların başlangıcından bu yana geçen 359 gün içinde, toplamda can kaybının 41 bin 595’e ulaştığı açıklandı. Bunun yanında, yaralı sayısının da 96 bin 251 olarak kaydedildiği belirtiliyor. Bu veriler, Gazze’deki insani krizin boyutunu gözler önüne seriyor. Bölgedeki sağlık hizmetleri aşırı derecede yetersiz durumda, ve bu da yaralıları tedavi etme kapasitesini ciddi şekilde etkiliyor. Uluslararası kuruluşlar, bu durumun düzeltilmesi için acil yardım çağrısında bulunmasına rağmen, çözüm üretilmesi konusundaki adımlar yetersiz kalıyor.
İsrail’in saldırıları, sadece fiziksel kayıplarla sınırlı değil; aynı zamanda Gazze halkının psikolojik durumunu da derinden sarsıyor. Sürekli bir bombardıman altında yaşayan sivil halk, gündelik yaşamlarını sürdürmekte büyük zorluklar yaşıyor. Bazı aileler, birden çok aile üyesini kaybederken, yaşanan travmaların etkileri nesiller boyu sürebilecek. Çocuklar, eğitim olanaklarından mahrum kalarak, psikolojik destek almakta da güçlük çekiyor. Eğitim kurumlarının hedef alınması, genç neslin geleceğine yönelik büyük tehdit oluşturuyor.
Birçok bölge uzmanı, bu yaşananların uluslararası hukuk açısından ciddi ciddi değerlendirilmesi gerektiğini vurguluyor. Gazze’de devam eden insan kayıpları ve yaralanmalar, belirli bir toplumun sistematik bir şekilde hedef alınması olarak nitelendirilebilir. Bu durumun soykırım olarak adlandırılması gerektiğini savunanlar, uluslararası camianın bu konuya daha fazla duyarlılık göstermesi gerektiğine dikkat çekiyor. Ancak, uluslararası düzeyde yaşanan siyasi çekişmeler ve çıkar ilişkileri, bu konuda somut adımların atılmasını güçleştiriyor.
Sonuç olarak, Gazze’de yaşanan çatışmalar ve sivillerin maruz kaldığı bu tür insanlık dışı durum, sadece bölgede değil, tüm dünyada yankı uyandırıyor. İnsan hakları savunucuları ve uluslararası organizasyonlar, Gazze halkının acılarını duyurmak ve bu durumu sona erdirmek için harekete geçme çağrısında bulunuyor. Ancak, dünya kamuoyunda bu meseleyle ilgili farkındalığın artması, kalıcı bir çözüm için atılacak adımların da önünü açabilir. Gazze’nin yaşadığı insani kriz, sadece oradaki insanların değil, tüm insanlığın ortak meselesidir ve bu nedenle bu meseleye duyarsız kalmak mümkün değildir.