24 Nisan 2025 Perşembe
Altınbaş Üniversitesi’nden Mikrobiyolog Dr. Öğretim Üyesi İpek Ada Alver, özellikle metropol şehirlerde sivrisineklerden kaynaklanan tehlikeleri vurgulayarak, bu dönemde enfeksiyon hastalıklarının yayılma riskine dikkat çekti. Dr. Alver, Batı Nil Virüsü gibi ciddi enfeksiyonların, kalabalık ve havasız ortamlarda rahatlıkla yayıldığını belirterek, bu nedenle toplu taşıma araçlarının düzenli dezenfekte edilmesi ve sivrisineklerle mücadele için ilaçlama yapılması gerektiğini vurguladı.
İstanbul’da okulların açılmasıyla birlikte, şehir içindeki trafik yoğunluğu ve toplu taşıma araçlarına olan talep büyük bir artış gösterdi. Özellikle metropol alanlarda, metro, otobüs gibi ulaşım araçlarında oluşan kalabalık, havasız ve rutubetli ortamlar, bulaşıcı hastalıkların yayılmasına zemin hazırlıyor. Güne erken saatlerde başlayan öğrenciler ve çalışanlar, toplu taşımayı yoğun olarak kullanan gruplar arasında hijyen ve kişisel koruma önlemlerinin önemi daha da artmış durumda. Bu tür ortamlar yalnızca insanlar arası enfeksiyonlar için değil, aynı zamanda çevresel tehditler açısından da oldukça riskli hale geliyor.
Dr. Alver, “Metropol şehirlerde sıklıkla kullanılan ulaşım araçları, çok sayıda insanın gün içinde buralardan geçmesi nedeniyle enfeksiyonların hızlı bir şekilde yayılmasına sebep olabiliyor,” ifadelerini kullanarak, özellikle havaalanı, gar ve deniz ulaşımında kullanılan metroların karanlık, nemli ve rutubetli yapılarının sivrisineklerin üremesi için elverişli hale geldiğini belirtti. Özellikle Batı Nil Virüsü gibi ciddi sağlık sorunlarına neden olabilen sivrisineklerin, sıtma, dang humması, chikungunya, sarıhumma, filaryaz, tularemi, Zika ateşi ve çeşitli ensefalit türleri gibi birçok enfeksiyonu yayabilme potansiyeline dikkat çekti.
Ayrıca, sivrisineklerin, kan yoluyla bulaşan enfeksiyonlarda önemli bir rol oynadığını kaydeden Dr. Alver, bu böceklerin enfeksiyon etkeni mikroorganizmanın taşınmasında büyük önem arz ettiğini ifade etti. Bu tür ulaşım araçları aracılığıyla enfeksiyonların şehirler arasında dahi yayılabileceğini vurgulayarak, “Sivrisinekler genellikle sulak ve nemli alanlarda, göl, deniz, bataklık ve ormanlık yerlerde çoğalıyorken, metropol şehirlerdeki havasız ve nemli ortamların da ciddi bir tehdit olduğunu unutmamak gerekiyor,” dedi.
Sivrisineklerin kontrol altına alınmasının enfeksiyon zincirinin kırılması açısından büyük bir öneme sahip olduğuna da dikkat çeken Dr. Alver, bu böceklerin dış ortamlardan mikroorganizmaları koruyarak enfeksiyonu doğrudan kana bulaştırma riski taşıdığını belirtti. “Sivrisinekler, enfeksiyonların mutasyon geçirip tedaviye direnç kazanmasına da katkıda bulunabiliyor. Dolayısıyla sivrisinek popülasyonunu kontrol altına almak, enfeksiyon zincirini kırmada hayati bir adım,” açıklamasında bulundu.
Son olarak, düzenli dezenfekte işlemlerinin yanı sıra, sivrisinek popülasyonunu azaltmak için gerekli ilaçlamaların yapılması gerektiğini vurguladı. Dr. Alver, “Toplu taşıma araçlarının düzenli temizliği ve sivrisineklerin yuvalanabileceği alanlara karşı hijyen çalışmaları yapılması büyük önem taşıyor,” diyerek sözlerini tamamladı. Bu açıklamalar, şehirde artış gösteren enfeksiyon risklerine yönelik toplumsal bir farkındalık oluşturmayı amaçlıyor.