Camiler: Birlik ve Maneviyatın Kalp Atışları

0

BEĞENDİM

0

Mil-Diyanet Sen İzmir İl Başkanı Bekir Doğan, camilerin sadece birer ibadet yeri olmadığına, aynı zamanda medeniyetimizin harcı, birlik ve beraberliğimizin sembolü olarak önemli bir rol üstlendiğine vurgu yaptı. Camilerin, geçmişten günümüze kadar, kalplerin aynı secdede buluştuğu ve teslimiyetin topluca yaşandığı mekanlar olduğunu belirten Doğan, din görevlilerinin de toplumun manevi damarlarını diri tutan ve bu değerleri kuran önemli şahsiyetler olduğunu ifade etti. Doğan, bu bağlamda, Camiler ve Din Görevlileri Haftası vesilesiyle anlamlı bir açıklama gerçekleştirdi.

Doğan, camilerin sadece ibadet alanları değil, eğitim merkezleri ve toplumsal birlikteliğin sağlandığı yerler olduğunu da sözlerine ekledi. Namazın yaşamımızdaki yerinin vücutta baş misali olduğunu belirten Doğan, din görevlilerinin yalnızca dini öğretiler sunan kişiler olmanın ötesinde, toplumsal duygu ve gelişmelere katkı sağlayan gönül erleri olduklarına dikkat çekti. Din görevlilerinin, hem gençlere umut, hem de yaşlılara huzur veren önemli figürler olduğunun altını çizen Doğan, “Bu ülkenin ruh kökleri, din görevlilerimizin gayretiyle ayakta kalmaktadır,” ifadelerini kullandı.

Doğan, camilerin anlamını geniş bir perspektiften ele alarak, onların yalnızca dört duvar arasında bulunan yerler olmadığının altını çizdi. Camilerin, asırlardır medeniyetimizin harcı ve bir arada güçlü durabilmemiz için birer sembol olduğunu dile getirdi. Bugünkü camilerin de, insanları Rabbine yaklaştıran ve gönülleri tek bir kıbleye yönelten kutlu merkezler olarak işlev gördüğünü ifade eden Doğan, namazın bireysel bir ibadet olmanın ötesinde, yaşamı kuşatan bir duruş olduğunu belirtti. Ayrıca, bu yılın temasının, Peygamber Efendimiz’in hayatında namazın nasıl bir huzur kaynağı ve hayatı şekillendiren bir ilahi pusula olduğunu hatırlattığını söyledi.

Bununla birlikte, Doğan, Gazze’de yaşanan duruma dikkat çekerek, “Bugün Gazze, sadece bir şehir değil, tüm ümmetin vicdan aynasıdır,” dedi. Gazze’deki çocukların yaşadığı acıların, namazlarımıza ve dualarımıza olan eksikliği haykırdığını ifade eden Doğan, din görevlileri ve camilerin bu bilinci diri tutmakla yükümlü olduğunu vurguladı. Gazze konusunda sessiz kalmanın, secdeleri yetim bırakmak anlamına geldiğini belirten Doğan, caminin, minberin ve mihrapın sadece namaz için değil, mazlumların sesi olmak için var olduğunu ifade etti.

Son olarak, dünyada gerçekleşen uluslararası zulümlere karşı din görevlilerinin ve camilerin her zaman sesini yükselteceğini ve mazlumların haklı davalarını savunmaya devam edeceğini sözlerine ekleyen Doğan, camilerin ve minberlerin her daim barış ve adaletin savunucusu olacağını dile getirdi. Bu bağlamda, İzmir’den önemli bir mesaj iletmiş oldu. Herkesin dikkatle dinlemesi gereken bu açıklamalar, din ve vicdan özgürlüğünün her zaman korunması gerektiğini bir kez daha hatırlatmaktadır. İzmir’den gelen bu ses, sadece yerel değil, global bir meseleye ışık tutarak, toplumsal bir sorumluluk duygusu oluşturmanın önemini vurgulamaktadır.