İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel hakkında, geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen bir mitingde İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek hakkında sarf edilen sözler sebebiyle re’sen soruşturma başlattı. Bu gelişme, siyasi arenada tartışmalara neden oldu ve birçok CHP’li isimden tepkiler geldi.
Soruşturmanın başlatılmasının ardından CHP Sözcüsü Deniz Yücel, konuya ilişkin sert bir yanıt verdi. Yücel, “Uyguladığınız bu düşman hukuku bize işlemez, işlemeyecek” diyerek, partilerinin bu duruma karşı direniş göstereceğini belirtti. Yücel’in söylemi, CHP’nin adalet ve hukukun üstünlüğü konusundaki duruşunu bir kez daha gözler önüne serdi.
Ayrıca, CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökan Zeybek, bu durumun siyasi bir operasyon olduğunu öne sürdü ve Özgür Özel’in yanında olduklarını vurguladı. Zeybek’in açıklamaları, partinin üst düzey isimlerinin bu konu hakkında ne kadar duyarlı olduklarını ortaya koydu. Aynı zamanda, CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ve Gençlik Kolları Genel Başkanı Cem Aydın da Özgür Özel’e desteklerini ifade ettiler.
CHP’li vekillerin ve yöneticilerin bu duruma tepkileri, parti içinde dayanışmanın ve birlikteliğin önemli bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. Agresif bir tutum sergileyen Başsavcılığın bu soruşturmayı başlatması, partililer arasında endişe yaratırken, aynı zamanda hukukun ne kadar tarafsız olduğu konusundaki eleştirileri de gündeme getirdi.
Bu tür siyasi gelişmelerin ülke gündeminde yarattığı etki oldukça büyük. Söz konusu mitingde Özgür Özel’in yaptığı konuşma ve ardından gelen tepkiler, muhalefetin iktidardaki yargı uygulamalarına karşı duruşunu yansıtması açısından önem taşıyor. Özellikle, muhalefet partilerinin sık sık “düşman hukuku” ifadesini kullanarak hukukun adil uygulanmadığını, siyasi baskılar altında olduğu mesajını vermeleri, Türkiye’nin demokratik yapısının sorgulanmasına neden oluyor.
CHP’nin, Özgür Özel’in bu tür yargılamalara maruz kalmasına karşı durması ve partinin sözcülerinin konuyla ilgili taleplerde bulunması, muhalefetin birlikteliğini ortaya koyan bir diğer önemli gelişme olarak kaydediliyor. Parti yöneticileri, bu tür olayların, halkın gözünde iktidarın anti-demokratik uygulamalarını yansıttığına inanarak, daha geniş bir kitleyle destek toplayabileceklerini umuyorlar.
Sonuç olarak, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı bu re’sen soruşturma, yalnızca Özgür Özel özelinde değil, aynı zamanda Türkiye’deki siyasi yapının genel durumu hakkında da önemli bir mesaj veriyor. Toplumda adaletin sağlanmadığı ve muhalefete yönelik baskıların arttığı kanısı, bu tür olaylar ışığında daha da güçleniyor.