Demircilik Mesleğine İlgi Gün Geçtikçe Azalıyor!

0

BEĞENDİM

0

Çıraklıktan başlayan bir serüven: Demircilik

Demircilik mesleği, tarih boyunca önemli bir değer taşımış bir zanaat dalıdır. Çıraklıktan başladığı bu meslek hakkında konuşan İsmail Çalışkan, “Bu meslek çok güzel bir meslek. Peygamber mesleği olarak bilinir ve Davut Aleyhiselam’dan günümüze kadar süregelmiştir.” ifadelerini kullanarak demircilik zanaatının köklü geçmişine dikkat çekmiştir. Günümüzde makineleşmenin artmasıyla birlikte demir döküm işlerinde el işçiliği ile yapılan üretimin hâlâ önemli bir yer tuttuğunu söyleyen Çalışkan, buna rağmen bu mesleğe olan ilginin her geçen gün azaldığını vurgulamıştır.

İş gücü sıkıntısı

Çalışkan, demircilik mesleğinde ciddi bir iş gücü sıkıntısı çektiklerini de dile getirmiştir. “Şu anda kazma, balta ve girebi gibi çeşitli demir işlerini üretiyoruz.” diyerek mevcut işlerinin çeşitliliğini belirtmiştir. Türkiye’nin dört bir yanına bu ürünleri dağıttıklarını söyleyen Çalışkan, “Ancak en büyük sıkıntımız, bu meslekte çalışacak kalifiye işçi ve çırak bulamamak.” şeklinde açıklamada bulunmuştur. Özellikle nitelikli iş gücü bulmanın oldukça zorlaştığını belirten Çalışkan, daha önce yalnızca 2-3 kişiye demircilik mesleğini öğretebildiğini ifade etmiştir.

Bıçakların ardında tarih: At nalından tarım aletlerine

Çalışkan, geçmişte demirciliğin daha çok at nalı yapımıyla bilindiğini ancak bu ürünlerin zamanla tarihe karıştığını da eklemiştir. “Eskiden at nalı yapardık, şimdi onlar tarihe karıştı.” diyerek meslekteki değişikliklere ve günümüzde daha çok tarım işlerinde kullanılan aletlere yönelik üretim yapıldığını belirtmiştir. Bu durumu gözlemlemek, ona göre mesleğe olan ilginin daha da azaldığını düşündürmektedir. Çalışkan, nitelikli iş gücü bulmanın zorluğu nedeniyle demircilik mesleğinin geleceği hakkında endişelerini dile getirmiştir.

Mesleğin geleceği ve evrenselliği

Demircilik mesleğinin yerleşik bir kültürel miras olduğunu ve bunun korunması gerektiğini vurgulayan Çalışkan, genç nesillerin bu alanda daha aktif olmalarının önemine dikkat çekmiştir. Makinaların yaygınlaşmasına rağmen, el işçiliği ile yapılan üretimin günlük hayatta karşılaşılabilecek en temel ihtiyaçların karşılanmasında önemli bir rol oynadığını ifade etmiştir. Bu nedenle, herkesin bu mesleğe daha fazla ilgi göstermesi ve mesleki eğitime yönelmesi gerektiğini düşünmektedir. Çalışkan, “Bu meslek yalnızca bizim için değil, tüm toplum için önemli.” diyerek vurgusunu güçlendirmiştir.

Sonuç olarak, Türkiye’nin dört bir yanındaki demir ustaları, eski geleneklerini ve zanaatlarını korumayı amaçlarken, aynı zamanda daha gençlerin bu tarz mesleklerde çalışmasını sağlamak için çaba göstermektedirler. Ancak, nitelikli iş gücü bulunamaması ve mesleğe olan ilginin azalması, demircilik gibi köklü bir mesleğin geleceği açısından kaygı verici bir durum olarak öne çıkmaktadır.