0

BEĞENDİM

0

Dikili’de İmar İhlalleri Tepki Çekiyor

İzmir’in Dikili ilçesinde, imar planına aykırı olarak kat sınırını aştığı iddia edilen lüks apartmanlar halkta büyük bir tepki yaratmaya devam ediyor. Sahil yolunda konumlanan iki apartmanın, bölgedeki beş kat sınırına rağmen yedi kat olarak inşa edildiği öne sürülüyor. Bu durum, yerel yöneticilerin ve müteahhitlerin denetimindeki eksiklikleri ortaya koyarak toplumda huzursuzluğa neden olmakta.

Özellikle, Mimarlar Odası tarafından açılan dava sonucunda bu binalar için yıkım kararı alındığı ve dönemin imar müdürüne ceza verildiği aktarıldı. Ancak, aradan geçen süre zarfında yıkımın uygulanmadığı görülüyor. Bu durum, gerekli önlemlerin alınmadığı veya mevcut yasal süreçlerin eksik kaldığı yönünde endişeleri artırıyor.

Yedi kat olarak inşaat edilen bu apartmanların yapımında, Kırgöz adında bir kişinin müteahhit olan bir tanıdığının rol aldığı iddia edilmektedir. Ayrıca, bu inşaat sürecinde Kırgöz’ün ticari işletmelerinin de devreye girdiği öne sürülmekte. Ancak daha da tartışmalı olan nokta, bu binalardaki dairelerin Kırgöz veya yakın akrabalarına ait olduğuna dair iddiaların yükselmesidir. Bu durum, yerel halkın tepkilerini daha da artırmakta ve şeffaflık konusunda ciddi soru işaretleri oluşturmaktadır.

Benzer İhlaller Devam Ediyor

Dikili kent merkezinde bulunan bir başka apartmanda da benzer bir durumun yaşandığı iddia ediliyor. Deniz kenarında inşa edilmiş olan bu apartmanın, imar planında dört kata izin verilmesine rağmen beş kat olarak inşa edildiği öne sürülmekte. Detayların incelenmesi, bu inşaatın da Kırgöz’ün müteahhit bir tanıdığı tarafından üstlenildiğini, malzeme tedarikinin ise yine Kırgöz’e ait olan ticari işletmesinden sağlandığını göstermektedir.

Böyle bir durum, sadece inşaatların yasal çerçeveye uygun olup olmadığını sorgulatmakla kalmıyor, aynı zamanda bu tür ihlallerin devam etmesi durumunda yerel ekonomiyi, çevreyi ve toplumsal yapıyı ne derece etkileyebileceği hususunda da düşünmeye sevk ediyor. İmar yönetmeliklerinin ihlal edilmesi, daha geniş çapta bir müteahhitlik pratiğinin ve yerel yöneticilerin sorumluluklarının sorgulanmasına yol açıyor.

Yerel halk, bu durumun sonlandırılması ve yapıların yasal çerçevelere uygun bir hale getirilmesi için yetkililerin harekete geçmesini talep ediyor. İlgili kamu kurumlarının bu tür imar ihlallerine karşı daha duyarlı olmaları gerektiği ve gerekli yıkım kararlarının hızla uygulanması gerektiği ifade ediliyor. Eğer bu ihlaller göz ardı edilirse, Dikili’nin kentsel gelişimi ve halk sağlığı büyük risk altında kalacak gibi görünüyor.