Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, El Salvador Dışişleri Bakanı Alexandra Hill ile Bakanlıkta düzenlediği görüşmenin ardından ortak bir basın toplantısı gerçekleştirdi. Toplantıda, Suriye’deki güncel gelişmelere dikkat çeken Fidan, İsrail’in bu süreçteki rolüne dair çarpıcı açıklamalarda bulundu. Fidan, “Son bir haftadır gelişmeleri hep beraber yakından takip etmekteyiz. Ülkenin güneyinde yaşanan gelişmelerle başından beri yakından ilgilendik.” şeklinde sözlerine başladı. Özellikle İsrail’in, Dürzilerin korunması gerekçesiyle Suriye’ye müdahalesinin durumu daha karmaşık hale getirdiğini vurguladı.
Fidan, uluslararası toplumun ve bölgesel aktörlerin, Suriye’nin teröre ev sahipliği yapmadığı ve düzensiz göçe kaynaklık eden bir ülke olmasını sağlamak için çaba gösterdiğini belirtti. Fidan, “İsrail ise Suriye’de barış, istikrar ve güvenliği sağlamaya yönelik bu girişimleri sabote etmek istemektedir. Açık ve net bir şekilde ifade edilmesi gereken bir gerçek var. Çevresinde istikrarlı bir ülke görmek istemeyen İsrail, Suriye’yi bölmeyi amaçlamaktadır.” dedi. Bu açıklamasıyla birlikte, İsrail’in bu tür bir stratejiyi sürdürmesinin Suriye için ciddi bir tehdit oluşturduğunu düşündüğünü ortaya koydu.
Fidan, Suriye’deki grupları da dikkatli olmaları konusunda uyardı. “Hiçbir grup parçalamaya yönelik hareket içine geçmesin. Diplomasi yoluyla konuşacağımız çok şey var.” diyerek, diyalog ve müzakerelerin önemli olduğunu ifade etti. Ancak, bu tür eylemlerin şiddet yoluyla gerçekleştirilmesi durumunda Türkiye’nin bunu kendi milli güvenliğine yönelik bir tehdit olarak algılayacağını belirtti.
Fidan, grup ve unsurların taleplerinin dinleneceğini ancak bunun şiddete dönüşmesi durumunda müdahale etme hakkını saklı tutacaklarını açıkladı. “Bölünme dışında ne konuşuyorsanız konuşun. Ne talepleriniz varsa yapın. Biz bu konuda nasıl yardımcı olacaksak olalım ama bunun ötesine geçtiğiniz zaman biz kendimizi tehdit altında tutmayız.” diyerek, Türkiye’nin bu konudaki kararlılığını vurguladı.
Fidan’ın bu açıklamaları, Suriye’deki durumun karmaşık ve hassas bir yapıya sahip olduğunu ortaya koyarken, Türkiye’nin hem bölgedeki gelişmelere nasıl yaklaştığını hem de diğer ülkelerle olan ilişkilerine ışık tutuyor. İsrail’in Suriye üzerindeki stratejik hedefleri ve Türkiye’nin bu konudaki tutumu, bölgedeki istikrarın sağlanmasında önemli bir rol oynayacaktır. Türkiye’nin diplomasiye olan vurgu yapması, gelecekteki müzakerelerin zeminini oluşturacak önemli bir unsur olarak öne çıkıyor. Bu doğrultuda, Suriye’deki gruplara yönelik uyarılar, Türk dış politikasında güvenlik ve istikrar hedeflerinin ne denli önemli olduğunu gözler önüne seriyor.