CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı (İBB) Ekrem İmamoğlu, toplumda yaşanan adaletsizliği ve baskıları dile getirdiği bir açıklama yaptı. İmamoğlu, tutuklulara yönelik yürütülen kirli kampanya hakkında konuşarak, “Etkin pişmanlık” adı altında yapılan tehditleri ve baskıları ortaya koydu. “Seni mahvedeceğiz. Aileni tutuklayacağız. Çoluğundan çocuğundan yıllarca ayrı bırakacağız. Gel, iftira at, kurtul!” sözleriyle bu baskıların nasıl şekillendiğini vurguladı. Bu ifadeler, İmamoğlu’nun toplumun her kesimindeki insanları koruma çağrısını daha anlamlı hale getiriyordu.
İmamoğlu, dostlarına seslenerek onurlarını, haysiyetlerini, ailelerini ve evlatlarını korumaları gerektiğini belirtirken, “Gerekirse önünüze konulan o iftiranameleri düzmece olduğunu bilerek imzalayın. Hiçbirinizin çocuğunun geleceği benim özgürlüğümden daha kıymetsiz değil. Ben o imzaların yükünü tek başıma taşırım” ifadelerini kullandı. Bu sayede, bireyler üzerindeki baskıların yarattığı korku atmosferine karşı bir duruş sergilemiş oldu.
Açıklamasında, İmamoğlu, yaşananların sadece bir kısmını aktardı. “Savcılık makamı eliyle yürütülen bu kirli kumpasta; iş insanları, bürokratlarım, yol arkadaşlarım; baskı, tehdit ve şantajla iftiraya zorlanıyor. Hayatında adliye koridoruna uğramamış tertemiz insanlar, tarihimizin en sistematik ve en utanç verici yargı tacizine maruz bırakılıyor” diye belirtti. Burada adaletin nasıl bir silah haline getirildiğini ve insanların nasıl bir zulme maruz kaldıklarını çarpıcı bir dille açıkladı.
İmamoğlu, “Bu cümleler o karanlık odalarda yankılanıyor” diyerek, adaletin bir şantaj aracına dönüştüğünü ortaya koydu. Bu durumun, toplumda ciddi bir rahatsızlık yarattığını ifade ederken, “Bunları kimse bilmiyor, bunlar gizlenecek sanmayın!” diyerek, bu durumların toplumda var olduğunun altını çizmiş oldu.
Kendisi için ise 15 Ocak 2025’te yaptığı bir açıklamayı yineleyerek, “Mert olun, cezamı onaylayın; ama masum arkadaşlarımı rahat bırakın!” dedi. Bu sözleriyle, haksız yere yargılanan insanların özgürlüklerine sahip çıkma çağrısında bulundu. İmamoğlu, kendisi için tehlike içeren bir durum olmasına rağmen, yol arkadaşlarına sahip çıkacağını duyurdu.
İnsanları, onların en değerli varlıkları olan aileleriyle tehdit eden bir düzeni kabul etmediğini vurgulayarak, “Bu yola milletin kaderini omuzlamak ve taşımak üzere çıktık. Kendi kaderimiz ne ki. Bu omuzlar, bir evladın gözyaşı uğruna susturulan herkesin kaderini taşımaya hazırdır. Hiç üzülmeyin” dedi. Bu ifadeleriyle, toplumun acılarına ortak olma ve adaletsizliklerle mücadele etme kararlılığını yineledi.
Son olarak, bu karanlık sürecin bir gün sona ereceğine inandığını ve o gün geldiğinde sadece adaletin değil, onur, şeref ve haysiyetin kazanacağını belirttiği cümlesi, toplumda bir umut ışığı yaratma çabası olarak öne çıktı. Ekrem İmamoğlu’nun bu açıklamaları, adalet arayışı ve insan hakları savunusunun önemini vurgulayan bir çağrı niteliğindeydi.