İzmir 3. Tüketici Mahkemesi, bir kullanıcının mobil bankacılık uygulaması aracılığıyla 100 bin lirasının dolandırıldığına dair açılan dava sonucunda bankanın kusurunu %70 oranında belirledi. Banka, bu kararın gerekçesi olarak “şüpheli işlem mekanizmasını uygulamama” durumunu gösterdi. Olay, İzmir’in Karşıyaka ilçesinde yaşayan F.O. isimli bir tüketicinin başından geçti.
F.O., 2022 yılının Eylül ayında bir otomatik para çekme makinesine giderek para çekmek istedi. Ancak, kartlarının blokeli olduğunu fark edince bankaya başvuruda bulundu. Banka tarafından yapılan incelemede, F.O.’nun vadeli hesabındaki 100 bin liranın önce vadesiz hesabına, ardından İ.B. adlı bir kişiye transfer edildiği tespit edildi. İşlemin kendisi tarafından gerçekleştirilmediğini belirten F.O., zararının iadesini istedi, ancak banka bu talebi reddetti.
F.O., bu olayı Karşıyaka Tüketici Hakem Heyeti’ne taşıdı. Heyet, sorunla ilgili olarak bilişim uzmanlarından oluşan bir bilirkişi heyetinin raporunu talep etti. Hazırlanan raporda, F.O.’nun hesabından iki ayrı para transferinin yapılmaya çalışıldığı ve ilk işlemde İ.B.’nin hesabına gönderilen paranın, banka tarafından şüpheli işlem olarak iptal edildiği belirtildi.
Raporda ayrıca, internet bankacılığı şifresinin sıfırlandığı, ancak bazı dijital kanallara kısıt konulmasına rağmen hesaplarının bloke edilmediği ifade edildi. Bilirkişi raporunda, “Sonrasında yapılan 100 bin lira tutarındaki para transfer işlemine izin verildiği, ilgili mevzuat kapsamında telefonla teyit alma veya kısa mesajla yapılan işlemlerin doğruluğunun sorgulanması gibi geliştirilmiş güvenlik önlemlerinin uygulanmaması nedeniyle gereken özenin gösterilmediği” vurgulandı. Rapor, bankanın işlemdeki ihmallerini ve davalı tarafın kişisel bilgilerini koruyamamasının sonuçlarını da değerlendirdi.
Banka, tüketici hakem heyetinin kararına itiraz ederek İzmir 3. Tüketici Mahkemesi’ne başvurdu. Mahkeme, her iki tarafın da kusurunu olduğunu belirterek, “Bankanın şüpheli işlem mekanizmasını uygulamaması nedeniyle söz konusu zararın oluştuğu bilirkişi raporunda tespit edilmiştir. Kendisine ait kişisel bilgileri koruması gereken davalı da kusurlu olduğu gibi, bankaların objektif özen borcunun gereği olarak hafif kusurlarından dahi sorumlu oldukları düşüncesiyle, davalı bankanın da kusurlu olduğu değerlendirilmiştir.” diyerek süreci değerlendirdi.
Mahkeme, her iki tarafın ortak kusurlu olduğuna karar vererek bankanın %70, tüketicinin ise %30 kusurlu olduğuna hükmetti. Bu tespitler ışığında, banka tarafından F.O.’ya 70 bin lira tazminat ödenmesi kararına varıldı.
F.O.’nun avukatı Zümbül Nur Ezikoğlu, banka yönetimlerinin kullanıcı bilgilerini ve mevduatları koruma yükümlülüğü bulunduğunu vurguladı. Mahkemenin dolandırıcılık eylemi sonucunda bankayı %70 oranında kusurlu bulmasının önemli bir gelişme olduğunu belirten Ezikoğlu, “Kusurun %100 bankada olduğunu savunuyoruz; ancak mahkeme kamu vicdanını gözetmekle yükümlü olduğu için tüketicinin de bir miktar kusur barındırdığını belirtti,” şeklinde konuştu.