İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde işten çıkarılan işçiler, eylemlerinin 9. gününde belediye binası önünde toplanmaya devam ediyorlar. İZDOĞA, İZBETON ve İZULAŞ şirketlerinde görev yapan işçiler, Konak’taki İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Egemenlik binası önünde bir araya geldi. Bu eyleme, Türkiye Belediyeler ve Genel Hizmetler İşçileri Sendikası (Belediye-İş) yöneticileri ve birçok sendika üyesi de destek verdi. İşçiler, eylemde sloganlar atarak haklarını talep ettiler.
İşçiler adına yapılan açıklamada, Belediye İş 2 No’lu Şube Başkanı Savaş Atalay, işçi arkadaşlarının direnişinin devam ettiğini ve ekmeğine sahip çıktığını belirtirken, işten çıkarılmaların haksız olduğunu vurguladı. Atalay, “Biz toplu sözleşmemizi bitireli 17 ay oldu. Cemil Tugay, ‘Toplu sözleşmeden geri atacaksınız, yoksa ben bin kişiyi işten çıkartacağım’ diyor. Yani sendikaların diz çökmesini istiyor.” ifadesini kullandı. Ayrıca, mevcut bir toplu sözleşme süreci olduğunu ve bunun mahkemelerin dahil olduğu bir karar sürecinde bile değiştirilmesinin mümkün olmadığını dile getirdi.
Savaş Atalay, mahkeme tarafından durdurma talebinin reddedildiğini, bununla birlikte Cemil Tugay’ın işçilere karşı baskı ve tehditte bulunduğunu öne sürdü. Atalay, “Eylül ayında alacağımız enflasyon farkı ve diğer primlere dair maddelerin 2005 yılından beri var olduğunu, ancak şu an bu maddelerin tehdit ve baskıyla geri alınmaya çalışıldığını” söyledi. İşçi arkadaşlarının mücadelesinin ve direnişinin sonuna kadar süreceğini vurgulayan Atalay, sendikaların haklarının korunması adına mücadeleyi sürdüreceklerini ifade etti.
Eyleme katılan işten çıkarılan işçilerden Onur Cengiz ise, “Hep beraber, omuz omuza mücadelemizi sürdürüyoruz. Bugün arkadaşlarımıza, yarın hepimize. Mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz. Biz emeğimizi geri istiyoruz.” şeklinde bir konuşma yaptı. Cengiz’in bu sözleri, işçilerin dayanışma ve kararlılığının bir göstergesi oldu.
İşten çıkarılan işçilerin aileleri de eylemlere katılarak desteklerini sundular. Bu kişilerden biri olan Alev Bozkır, eşi ile ilgili yaşadığı durumu anlatarak, “Eşim 14 yıldır belediye bünyesinde çalışıyordu ve hiçbir sıkıntısı yoktu, en çok çalışan elemanlardan biriydi. Bir akşam mesai saati dışında misafirlikteyken bir telefon geldi ve eşimin işten çıkartıldığı söylendi. O an başımızdan aşağı kaynar sular döküldü.” dedi. Bozkır, eşinin işten çıkarılması sonrası yaşadıkları sıkıntıları ve çaresizliklerini dile getirirken, “Biz de hakkımızı savunmaya geldik. Kirasını ödeyemeyen, çocuğuna harçlık veremeyen emekçiler burada.” diye konuştu. Bu açıklama, eylemin gerekçelerini ve yapılan haksızlıkların toplum üzerindeki olumsuz etkilerini bir kez daha gözler önüne serdi.
İzmir’de devam eden bu eylemler, işten çıkarılan işçilerin direnişinin ve haklarını alma mücadelesinin bir simgesi haline geldi. İşçilerin bir araya gelerek güçlü bir dayanışma sergilemesi, diğer emekçilerin de benzer hak arayışlarına ilham veriyor. Hem işçiler hem de aileleri, bu mücadelede sona kadar direnme kararlılığını sürdürüyor.