İzmir’de Rüşvet Skandalı: İki İcra Görevlisi Tutuklandı!

0

BEĞENDİM

0

İzmir’de, avukat D.Ç. (30) tarafından rüşvet alırken suçüstü yakalanarak tutuklanan İcra Müdür Yardımcısı Yusuf Durğun (27) ve icra katibi Bora Boztaş’ın ifadeleri ortaya çıktı. Durğun, kendilerini yakalatan avukatı üstüne alırken, Boztaş ise icra müdür yardımcısını suçlayarak olayın ayrıntılarını paylaştı.

Olay, İzmir Adliyesi İcra Müdürlüğü’nde gerçekleşti. İddialara göre, İcra Müdür Yardımcısı Yusuf Durğun ile icra katibi Bora Boztaş, resmi tahsilat işlemlerinin hızlandırılması için avukat D.Ç.’den 200 bin TL rüşvet talep etti. Avukat D.Ç., durumu hemen İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’na bildirdi. Savcılık olayla ilgili harekete geçerek, avukat D.Ç.’yi polislerle bir plan yapması için yönlendirdi. D.Ç. rüşveti vereceğini iletince, 21 Mayıs’ta kafede durumu görüşmek üzere buluştular. Avukat, seri numaraları alınmış parayı Durğun’a teslim ettiğinde, polis ekipleri tarafından suçüstü yakalandı. İcra katibi Bora Boztaş ise evinde gözaltına alındı ve her iki şüpheli adliyeye sevk edilerek tutuklandı.

Olayın ardından, Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği’nde verdikleri ifadeler de ortaya çıktı. İcra katibi Bora Boztaş, kendisinin suçsuz olduğunu savunarak, “Bu işi yapan müdür yardımcısıdır. Korktuğum için bana söylediği şeyleri yaptım. Zaten gözaltına alınmasaydım, sabah savcılığa bu durumu söyleyecektim. Hayatım boyunca hiçbir şekilde böyle işler yapmadım. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Serbest bırakılmayı talep ederim” şeklinde bir beyanda bulundu.

Yusuf Durğun ise ifadesinde, olayın gerçekleştiği gün dairesinde çalıştığını ve D.Ç.’nin kendisine gelip, satış dosyasıyla ilgili yardım istediğini anlattı. Durğun, avukata; müvekkilinin yüzde 98 oranında felçli olduğunu, paraya ihtiyaçları olduğunu belirtip işlemin hızlandırılıp hızlandırılamayacağını sorduğunu belirtirken, kendisinin herhangi bir rüşvet talebinde bulunmadığını ifade etti. Durğun, D.Ç. ile aralarındaki konuşmaların ciddiyetinden çok uzak olduğunu ve hayatında böyle bir durumun başına geleceğini asla düşünmediğini kaydetti. Bu süreçte, “Kesinlikle ‘Para vermezsen bu işi yapmam’ gibi bir ifade kullanmadım. Şimdiye kadar görevimi titizlikle ve kurallara uygun biçimde yerine getirdim. Böyle bir olayın başıma gelmiş olmasından dolayı çok üzgünüm. Serbest bırakılmayı talep ediyorum” şeklinde ifadelerde bulundu.

Bu olay, sadece İzmir’deki adli süreçlerin hızlı ve düzgün işlemediğine dair endişeleri değil, aynı zamanda adalet sistemindeki suistimalleri de gözler önüne sermekte. Rüşvet iddiaları, hukukun üstünlüğüne olan güveni sarsarken, yetkililerin buna karşı nasıl önlemler alacağı ve bu tür olayların tekrar yaşanmaması için hangi adımları atacağı merak konusu olmaktadır.