Son günlerde İzmir, İZENERJİ ve İZELMAN şirketlerinde çalışan yaklaşık 23 bin personelin toplu iş sözleşmesindeki tıkanma nedeniyle yaşanan olumsuz gelişmelerle gündemde. Kentteki ulaşım sistemine yönelik yapılan protestolar, halkı oldukça olumsuz etkiliyor. ‘Hak arayışı’ adı altında yapılan eylemler, İzmirli vatandaşların günlük yaşamını zorlaştırmakta ve büyük sorunlara yol açmaktadır.
Özellikle DİSK (Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu) isimli sendikanın, bu süreçte nasıl bir tutum sergilediği de dikkat çekici. ‘Solcu’ bir sendika olarak kendini tanıtan DİSK, belediyelerde yaptığı kadrolaşmanın ardından, şimdi de hak arama eylemleri ile bulunuyor. Ancak, bu eylemler esnasında yol kapatma, araçlara vurma gibi davranışlar sergileyerek İzmir’in imajını olumsuz etkiliyor ve bu da halkın tepkisini çekiyor. İzmirli vatandaşların bu duruma karşı tepkileri, yaşananların özünü sorgulamalarına neden oluyor.
Protestoların sebeplerinden biri olarak, işçilerin yaşam standartlarının ve aldıkları maaşların yetersiz olduğunun iddia edilmesi öne sürülüyor. Ancak, İZENERJİ ve İZELMAN çalışanlarının maaşlarına dair ortaya konan rakamlar sorgulanmaya başlandı. DİSK’in yayınladığı verilere göre, en düşük maaşın 44 bin 455,19 TL, en yüksek maaşın ise 81 bin 287,33 TL olduğu belirtiliyor. Bu rakamlar, asgari ücretin neredeyse iki katı seviyesine denk geliyor ve bu noktada insanların kafalarında soru işaretleri oluşuyor.
Sendikanın iddialarını sorgulamak adına, Cemil Tugay’la yapılan bir değerlendirmeye göre, 2019 yılı Mart ayında İZENERJİ çalışanlarının ortalama maaşının 4.295 TL olduğu, günümüzde ise bu rakamın 55.105 TL’ye yükseldiği açıklandı. Ayrıca, dolar kuru üzerinden de bir karşılaştırma yapıldığı zaman, çalışanların dövizle ölçülen alım gücünün neredeyse iki katına çıktığı görülüyor. DİSK’in bu rakamları açıklarken yan ödemeleri göz ardı etmesi ve maaşları olduğundan farklı şekilde sunmasının sorgulanabilirliği dikkat çekiyor.
DİSK’in bu tavrının yanı sıra, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Cemil Tugay’ın duruşu da önemli bir tartışma konusu. Cemil Tugay, İzmir halkının gerçek temsilcisi olmayı hedefleyen ve belediyeyi en iyi şekilde yönetmeye çalışan bir lider olarak öne çıkıyor. DİSK ise talep ettiği yan hakları dikkate almıyor ve bu durum, yerel halkın sabrını zorlamaktadir. İzmir halkının desteğiyle, Tugay’ın duruşu sadece bir sendikal mücadele değil, aynı zamanda İzmir’in özgürlük mücadelesine dönüşmüş durumda.
Son olarak, DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu’nun açıklamalarına atıfta bulunarak, İzmir’in tarihsel bağlamda bir özgürlük ve kurtuluş kenti olduğunu hatırlatmakta fayda var. Bu bağlamda, kimsenin İzmirli vatandaşlara parmak sallama hakkının olmadığı açıkça ortada. İzmir’in kendi iradesi ile seçtiği belediye başkanına ve onun mücadelesine destek vermesi gerekmektedir. İzmir halkı, bu süreçte hem DİSK’in uygulamalarına tepki göstermekte hem de Cemil Tugay’ın arkasında durarak, özgür ve saygın bir kent olma yolunda ilerlemeye devam etmektedir.