İklim değişikliği, küresel ısınma ve yetersiz yağışlar, dünya genelinde önemli tehditlerden birini oluşturuyor. Bu durumu en acı şekilde hisseden bölgelerden biri de Türkiye’nin İzmir ili. Hayati önemdeki su kaynaklarının her geçen yıl daha da azaldığı gözlemleniyor. 2022 yılının Temmuz ayına kıyasla, 2023 yılı itibarıyla İzmir barajlarındaki su doluluk oranlarının ciddi oranlarda gerilediği rapor ediliyor. Özellikle İzmir’in ana su kaynağı konumunda olan Tahtalı Barajı’nda, geçen yıl bu zamanlarda su seviyesi yüzde 25 iken, bugünkü ölçümlere göre bu oran yüzde 10,6’ya düşmüş durumda. Bu durum, İzmir’in yaklaşık 2 aylık içme suyunun kaldığı anlamına gelmektedir.
Su seviyesi ciddi oranda düşen Tahtalı Barajı, dolu olduğu dönemde sular altında kalan cami, minare, köprü ve eski Burgurca köyüne ait evlerin kalıntılarını da gün yüzüne çıkardı. Bu görüntüler, yaşanan su krizinin ciddiyetini ve doğal kaynakların ne kadar değerli olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.
Ege Denizi’nin güzel turizm noktalarından biri olan Çeşme’deki su sorunu daha da ciddi bir boyuta ulaştı. Çeşme’nin içme suyu ihtiyacını karşılayan Kutlu Aktaş Barajı’ndaki su seviyesi, geçen yıl Temmuz ayında yüzde 27 iken, bu yıl itibarıyla yalnızca yüzde 6,6’ya kadar gerilemiş durumda. Bu durum, Çeşme’de üç haftalık su kaldığını göstermekte ve yaz ayında ciddi bir susuzluk tehlikesi yaratmaktadır. Bu tehdidi önlemek için yerel belediye bazı tasarruf tedbirleri alarak, su kullanımını azaltmaya yönelik çalışmalara devam etmektedir.
Diğer barajlarda da durum pek iç açıcı değil. Örneğin Balçova Barajı’ndaki doluluk oranı yüzde 58’den yüzde 39’a, Güzelhisar Barajı’ndaki doluluk oranı ise yüzde 78’den yüzde 60’a düşmüştür. Ürkmez Barajı’nda ise su seviyesi yüzde 33’ten yüzde 16’ya gerilemiştir. İzmir’in su ihtiyacının yaklaşık yüzde 55’inin yeraltı su kaynaklarından, yüzde 45’inin ise yüzeydeki su kaynaklarından sağlandığı belirtiliyor.
Mevcut su kaynaklarının azalması, yeraltı su kuyularının kullanımını artırırken, yeni kuyu açılması için çalışmalar da hız kazanmış durumda. İzmir kent merkezinde toplam 93 kuydan su temin edilirken, kullanılmayan kuyuların yerine açılması planlanan 20 yeni kuyu için projeler yürütülmektedir. Su tasarrufunun önemi arttıkça, bu tür projeler de büyük bir hızla gündeme gelmeye devam edecektir.
Özetle, İzmir ve çevresindeki su kaynakları, iklim değişikliği ve yanlış yönetim nedeniyle büyük bir tehlike altındadır. Yerel yönetimlerin bu durumu göz önünde bulundurarak acil önlemler alması ve su tasarrufu konusunda halkı bilinçlendirmesi, gelecekte yaşanabilecek su krizlerinin önüne geçilmesinde kritik bir rolle üstlenecektir.