İzmir’de Yer Altı Suyu Tehlikesi: Tuzluluk Artıyor!
1784 okunma

İzmir’de Yer Altı Suyu Tehlikesi: Tuzluluk Artıyor!

Eylül 18, 2025 16:49
İzmir’de Yer Altı Suyu Tehlikesi: Tuzluluk Artıyor!
0

BEĞENDİM

İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü (İYTE) Uluslararası Su Kaynakları Bölüm Başkanı Prof. Dr. Alper Baba, İzmir’deki yer altı suyu kaynaklarının ciddi tehlikelerle karşı karşıya olduğunu belirtti. Prof. Dr. Baba, “Barajlardaki su seviyesinin düşmesi, İzmir genelinde içme ve kullanma suyunun yaklaşık yüzde 95’inin yer altı suyu kaynaklarından sağlanmasını zorunlu kıldı. Aşırı yer altı suyu çekimi, bu kaynakların başlangıcını tehdit eden çok sayıda durumun yaşanmasına neden olmaktadır. Bu durumun özellikle kıyı bölgelerinde tuzlanma riskini artırdığına dikkat çekti.

Kuraklığın ve yağış azlığının etkisi altında, İzmir’deki barajların su seviyesi her geçen gün azalmaktadır. Şu anda, planlı ve dönüşümlü su kesintilerinin uygulandığı İzmir’de, yer altı suyu kaynakları, hem miktar hem de kalite açısından büyük tehdit altındadır. Prof. Dr. Baba, modern şehirleşmenin doğal yüzeylerin yerini geçirimsiz yüzeylere bıraktığını belirterek, bu durumun yer altı suyu beslenme oranını önemli ölçüde azalttığını vurguladı. Ayrıca, aşırı geçirimsiz zeminler nedeniyle yağmur sularının toprağa sızmasının engellendiğini de ifade etti. Bu durum, yer altı suyu seviyelerinin düşmesine ve su kalitesinin bozulmasına yol açıyor. Kentin içindeki sıcaklık artışı, buharlaşmayı artırarak hidrolik döngüyü olumsuz etkisini sürdürmektedir.

Türkiye’nin üçüncü büyük şehri olan İzmir, nüfus artışı, plansız tarımsal uygulamalar ve iklim değişikliği nedeniyle yer üstü ve yer altı suyu kaynakları açsından ciddi bir risk altındadır. 2025 Eylül itibarıyla, İzmir’e içme suyu sağlayan Tahtalı Barajı’nın doluluk oranı sadece yüzde 4,87’ye düşmüştür. Bu nedenle, İzmir genelindeki içme ve kullanma suyunun büyük bir bölümü yer altı suyu kaynaklarından sağlanırken, aşırı yer altı suyu çekimi birçok alanda su seviyesinin düşmesine sebep olmakta ve özellikle kıyı bölgelerinde tuzlanma riski artmaktadır. Tuzlu su içme amacıyla kullanılamayacağı gibi sağlık açısından da zararlıdır” dedi.

Prof. Dr. Baba, yer altı suyu tuzlandığında kıyı kentlerindeki temiz içme suyu kaynaklarının azalacağına ve arıtma maliyetlerinin yükseleceğine dikkat çekti. Tuzlu suyla sulama yapıldığında, toprakta tuzlulaşma meydana geleceğini, bu durumun bitki köklerinin su alımını engelleyerek, tarım arazilerinin zamanla kullanılmaz hale gelmesine yol açabileceğini ifade etti. Bu durumun özellikle İzmir’in Menemen Ovası’nda kritik bir seviyeye ulaşabileceğini vurgulayan Baba, tatlı su ekosistemlerinin de tuzlanmadan olumsuz etkilendiğini belirtti. Tuzluluğa duyarlı bitki ve hayvan türlerinin yok olmasının biyolojik çeşitliliği azaltacağına da dikkat çekti.

Yer altı suyu kaynaklarının gerektiği gibi kullanılması, bu kaynakların potansiyeline ve çekim miktarına dair somut çalışmalarla sağlanması gerektiğine işaret eden Prof. Dr. Baba, “Halkapınar ve Menemen Ovası gibi önemli su kaynaklarının kirlenmesini önlemek için hızlı önlemler alınmalıdır” dedi. Bu iki önemli su kaynağından azami ölçüde yararlanılması gerektiğini ifade eden Baba, kentteki diğer bazı kaynakların ise tuzluluk değerlerinin daha düşük olduğunu ve bunların hızlı bir şekilde arıtılarak sisteme dahil edilebileceğini belirtti. Ayrıca, arıtılmış atık suların çeşitli tarımsal faaliyetlerde kullanılmasının önemini vurguladı ve orta vadede deniz suyunun arıtılması ile yer altı suyu akiferlerine verilmesi konusunu ele aldı.

Prof. Dr. Baba, iklim değişikliği nedeniyle hem nicelik hem de nitelik açısından yer altı suyu kaynaklarının baskı altında olduğunu belirtti. Türkiye genelinde yağış rejimlerinin düzens

En az 10 karakter gerekli