İzmir’deki Gizemli Ölüm: 5 Kişi Yargılanıyor!

0

BEĞENDİM

0

İzmir’in Narlıdere ilçesinde 2018 yılında meydana gelen bir cinayet vakası, 2023 yılı itibarıyla hâlâ adalet arayışında. 13 Mayıs 2018’de, emekli Tümgeneral Ethem Büyükışık’ın oğlu 26 yaşındaki Dorukhan Büyükışık, doğa yürüyüşü yapmak amacıyla evinden çıktıktan sonra bir inşaat şantiyesinde ölü bulundu. Olayın detayları, yüksekten düşme olayı olarak kayıtlara geçse de, Baba Ethem Büyükışık, oğlunun ölümündeki şartların intihar olamayacağına dair kanaatini sürdürdü. Oğlunun cesedindeki yüksekten düşme izlerinin olmadığını iddia eden baba, olayı araştırmak için mücadelesini sürdürdü.

Olay yerinde gerçekleştirilen araştırmalar sonucunda Türkiye Dağcılık Federasyonu uzmanları, Dorukhan Büyükışık’ın cesedinin bulunduğu konuma 27 metre yükseklikten düşmüş olamayacağını belirtti. Ayrıca, ceset üzerinde sert bir cisimle vurulduğuna dair deliller bulundu. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı, olayın tüm boyutlarını incelemeye alarak, olaya ilişkin her türlü delili, camera kayıtları ve otopsi raporları dahil olmak üzere topladı.

Olay gününde şantiyede görevli olan H.K. (68), H.A. (76), T.Ç. (40), A.G. (76) ve B.Ç. (46), ifadelerinde çelişkili beyanlarda bulundular. Soruşturma derinleştirildi ve sanıkların ifadelerindeki tutarsızlıkların, olayın kasten işlendiği ve cesedin sonrasında bulunduğu yere getirildiği görüşünü desteklediği iddia edildi. Bu doğrultuda, İzmir 21. Ağır Ceza Mahkemesi’nde, şüphelilere yönelik olarak TCK’nın 81/1. maddesi uyarınca kasten öldürme suçundan müebbet hapis cezası istemiyle kamu davası açıldı.

Aynı zamanda, olayda görevli 8 polis memuruna da dava açıldı. Polislerin, savcının talimatlarına rağmen olay yerindeki kamera görüntülerini incelemediği belirlendi. Bu polis memurları, görevi kötüye kullanma suçlamalarıyla İzmir 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılanacak. Komiser ve polis memurlarının, olay yerine dair toplanması gereken delilleri gerektiği gibi toplamadıkları anlaşıldı.

İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada, sanıklar çeşitli savunmalar yaptılar. Bekçi H.K., bir patlama sesi duyduğunu ancak hemen kontrol ettiğinde bir şey bulamadığını belirtti. Sanık B.Ç. ise, olay gecesi aynı sesi duyduğunu ifade etti ve saat 00:30 sıralarında, durumun ciddiyetini H.K.’ya aktardığını söyledi. Sanık A.G. da gece bir bağırma sesi duyduğunu fakat durumu H.K.’ya sorduğunda herhangi bir tehlike olmadığını söyledi.

Duruşma sürecinde, Dorukhan’nın anne ve babası da dinlendi. Anne Nihal Büyükışık, oğlunun kaybıyla ilgili duyduğu acıyı dile getirdi ve “Neden ambulans çağrılmamış? Neden deliller toplanmamış? Neden gencecik bir çocuğun canı yok sayılıyor?” diyerek, olayın üstüne gidilmesi gerektiğini vurguladı. Baba Ethem Büyükışık, kamera kayıtlarının yok edildiğini ve konuyla ilgili şantiyedeki güvenlik önlemlerinin alınmadığını belirtti.

Sonuç olarak, duruşma 13 Şubat 2026 tarihine ertelendi. Ethem Büyükışık, duruşmanın bitiminde, delillerine rağmen dosyaların birleştirilmediğini söyleyerek “Olayda ihmali olan herkesin yargı önüne çıkması için mücadele etmeye devam edeceğiz” dedi. Bu olay, adalet arayışının ve ailenin yaşadığı derin acının bir örneği olarak Türkiye’deki hukuki süreçlerdeki eksikliklerin tartışılmasına neden oldu.