Mehmet Ali Sanlıkol’un Yeni Albümü Türkiye’de!

0

BEĞENDİM

0

ABD’nin Massachusetts Eyaleti’nin başkenti Boston’da yaşayan Grammy adayı piyanist ve besteci Mehmet Ali Sanlıkol, bu ay İzmir, İstanbul ve Bursa’da toplamda üç konser verecek. Sanlıkol, müzik kariyerinde önemli bir dönüm noktası olan “7 Shades of Melancholia” (Melankolinin Yedi Yonu) adlı son albümünü Dünya plak etiketiyle dijital platformlarda müzikseverlere sundu. Bu albümde, ünlü trompet sanatçısı Ingrid Jensen gibi isimlerin de yer alması, dinleyiciler için özel bir katkı sağladı.

Albümde, Sanlıkol’un patentine sahip olduğu ve kendi icadı olan dijital mikrotonal klavyeli çalgı “Rönesans 17” (R17) kullanılıyor. Bu enstrümanda sanatçıya, akustik basta James Heazlewood-Dale, davul ve gonglarda George Lernis, soprano ve saksofonda ise Lihi Haruvi-Means gibi başarılı müzisyenler eşlik ediyor. Albüm içerisinde yer alan parçalar arasında “A Children’s Song”, “One Melancholic Montuno”, “Şedd-i Araban Şarkı”, “Hüseyni Jam”, “Nikriz Semai”, “Buselik” ve “My Blues” gibi eserler bulunuyor.

Mehmet Ali Sanlıkol, albümünde Türk müziğinden etkileri barındıran yedi farklı parça yer aldığını belirtiler. Albümdeki bazı parçaların etkileri daha derin hissedilirken, bazıları daha yüzeysel bir izlenim sunuyor. Örneğin, albümün açılış parçası Muammer Sun’un “Annemize Türkü” isimli eserinin kendisi için daima bir hüzün kaynağı olduğunu ifade ediyor. Ayrıca, “Şedd-i Araban Şarkı” ve “Nikriz Semai” parçalarının kendi besteleri olduğuna dikkat çekiyor.

Sanlıkol, Türk müziği temalarının müziğimizde çocukluktan gelen bir hüzün ve melankoli temasıyla iç içe geçtiğini belirtiyor. Hem tarihsel hem edebi detaylardan yola çıkarak, duyguların ve melodilerin zamanla nasıl geliştiğini irdelemekte. Kendi tasarımı olan “Rönesans 17” adlı dijital mikrotonal klavye ile soundunu zenginleştirdiğini söyleyen sanatçı, bu enstrümanın Türk müziği ögeleriyle cazı harmanlayarak ortaya çıkardığı eserlerde derin bir melankoli temasının izlerini taşıdığını aktarıyor.

Son albümünde Boston merkezli yetenekli müzisyenlerle çalıştığını özellikle vurgulayan Sanlıkol, Ingrid Jensen ile tanışmasının çok kısa bir süreçte gerçekleştiğini ancak ortak müziğin geliştiğini bildirmekte. “İkimizin de müzikal dillerinin birbiriyle nasıl harmanlandığını görmek çok ilham verici,” diyor Sanlıkol, birlikte gerçekleştirdikleri kayıtların ardından dostluklarının pekiştiğini ve konserlerde bir araya geleceklerinin müjdesini veriyor.

Uzun bir aranın ardından Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), Denizli, İzmir, İstanbul ve Bursa’da konser verecek olmanın heyecanını yaşayan sanatçı, yaz aylarına uygun daha enerjik eserlerden oluşan bir repertuara da yer vereceğini aktarıyor. Ayrıca, yine kendi tasarladığı elektronik udu da sahnede kullanacağını dile getiriyor. Albümün lansman konserlerini New York ve Boston şehirlerinde geçtiğimiz eylül ayında gerçekleştirmişti.

Türk müziğini içselleştirdiğine dair düşüncelerini paylaşan Sanlıkol, farklı müzikal gelenekleri içselleştirme sürecinin zaman aldığını ifade ediyor. On yıllık yoğun bir çabanın ardından Türk müziğinde yetkin hale geldiğini, ancak hâlâ öğrenme sürecinin devam ettiğini belirtiyor. Kendi perspektifinden, birden fazla müzik diline hâkim olmanın zorluğunu ve önemini anlatıyor.

Son olarak, Boston Barok Orkestrası için yeni bir eser üzerinde çalışmakta olduğunu, ayrıca Blue Heron topluluğuyla gelecek ay Türkçe sözlü bir albüm yayınlamayı planladığını belirtiyor. 25. Uluslararası Mağusa Kültür ve Sanat Festivali ve