0

BEĞENDİM

0

Polonez Fabrikası Direnişi ve Kazanımları

İstanbul’un Çatalca ilçesinde yer alan Polonez fabrikasında, sendikaya üye oldukları için işten çıkarılan işçilerin gerçekleştirdiği direniş, önemli bir başarıyla sonuçlandı. Uzun süren mücadele sonucunda, işçilerin haklarının korunması için gerekli adımlar atıldı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Polonez direnişi hakkında bir toplantı düzenleyerek, bu durumu resmi olarak değerlendirdi. Toplantıda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Tekgıda-İş Sendikası temsilcileri, işçiler ve işverenler bir araya geldi.

Bakan Işıkhan, yapılan görüşmeler sonucunda sürecin çözüme ulaştığını ve taraflar arasında uzlaşma sağlandığını paylaştı. Yapılan açıklamada, “Bugün geldiğimiz noktada işçilerimizle ve işveren arasında karşılıklı anlaşma sağlandığının müjdesini paylaşmak isterim.” diyerek, işçilerin kıdem tazminatları, ihbar tazminatları ve boşta geçen sürelerle ilgili tüm haklarının işveren tarafından karşılanacağını vurguladı.

Direniş Çadırlarının Kaldırılması

Toplantının ardından, Çatalca Adliyesi önünde direniş gösteren işçiler adına bir açıklama yapıldı. Açıklamada, işçilerin alacakları haklar arasında kıdem tazminatları, ihbar süreleri ve boşta geçen altı aylık süre yer alıyordu. Ayrıca, işçilerin kıdemine göre sendikal tazminatlarının da ödeneceği belirtildi. Bu süreçte Tekgıda-İş Sendikası’nın fabrikadaki örgütlülüğünün korunacağı da duyuruldu.

Bugün itibarıyla adliye önündeki direniş çadırının kaldırılacağı açıklanırken, yarın saat 13.00’te fabrika önündeki müdahale çadırının da kaldırılacağı bilgisi verildi. Bu adımlar, işçilerin ve sendikanın kazandıkları hakların ve başarıların resmi bir tanınması olarak değerlendirildi.

Sonuç olarak, Polonez fabrikasında yaşanan bu olay, işçi hakları mücadelesinin önemini ve sendikal örgütlülüğün gücünü bir kez daha gözler önüne serdi. İşçilerin haklarına kavuşması ve sendikanın durumu koruması, ilerleyen dönemlerde benzer mücadelelerin zeminini hazırlamış oldu. Bu süreç, işçilerin yalnızca kendi hakları için değil, aynı zamanda daha geniş bir işçi hareketinin de parçası olarak değerlendirilmesi gereken önemli bir dönüm noktasıdır.